23 Aralık 2020 Çarşamba

İspanyol Gribi Nasıl Bitti?

 

Bu sorunun cevabı şuan yaşadığımız pandemiye çok benzeyen bundan yaklaşık yüz yıl önce ortaya çıkmış İspanyol Giribinin bitişinde olabilir.

Tarihler 11 Mart 1918 i gösterdiğinde Amerika’nın Kansas eyaletinde tespit edilen H1N1 virüsü 1918 Eylül-Kasım aylarında pik noktasına ulaşıp 18 ayda tam 50 milyon insanın can vermesine sebep oldu. Salgın ılımlı ilk dalga şiddetli ikinci dalga ve artçı üçüncü dalga şeklinde seyir etti. Koronavirüs ile bir çok benzer özellik taşıyan İspanyol gribi 1. dünya savaşı ve 2. dünya savaşında ölen insan sayısından çok daha fazla kişiyi öldürdü.

İspanyol gribi aslında ilk Amerika’da görüldü fakat 2. Dünya savaşı için kıta değiştiren Amerikalılar gribi dünyaya yaymış oldu. O dönemde savaşta olmayan İspanya bu hastalığı manşetlere taşıyınca hastalığın adı İspanyol gribi olarak kaldı.

Günümüz teknoloji ve biliminin çok gerisinde olan dönemde bu hastalığa bir bakterinin sebep olduğu düşünülmekteydi öyleki bir bakterinin değil de bir virüsün sebep olduğu yıllar sonra anlaşılacaktı.

Tedavi imkanları cidden çok kısıtlıydı düşünüki bugün salgınlarda kullanılan antibiyotik İspanyol gribinden tam 10 yıl sonra bulunmuş ilk gribi aşısının bulunup halka sunulmasıysa 1940 yılına dayanmaktaydı. En zengin ülkelerde bile hijyen çok önemli bir sorunken halkın ücretsiz olarak kullanabileceği sağlık hizmeti bulunmamaktaydı.

Virüs 18-40 yaş arası erkeklerde daha öldürücü olmuş yıllar sonra anlaşılmış ki savaşa giden erkekler virüsü yaymışlardı. Salgın daha çok yoksul ülkeleri etkilemiş o dönem ingiliz yönetiminde olan hindistan en büyük kayıplarını vermişti. Virüs ABD halkının binde 5 ini öldürürken hindistan nüfusunun yüzde 5’ini yani yaklaşık 17 milyon insanı bu salgında kaybetmesine sebep olmuştu.

İspanyol gribinden korunma yollarıysa günümüzle son derece benzer. Sokağa çıkma yasakları o dönemde de uygulanmakta maske ve mesafe en kurtarıcı uygulama olarak görülmekteydi. Salgından yıllar sonra Amerika’daki iki eyaleti baz alarak yapılan araştırma salgının seyrinde yasakların nasıl önemli bir rol oynadığını göstermekteydi. 1918 yılının eylül ayında Amerika şehirlerinde savaşı finanse etmek için basılan devlet tahvillerinin promosyonu için geçit töreni düzenlenmekteydi. İspanyol gribi yagınlaşınca Amerika’nın iki farklı şehri birbirinden farklı yol izledi Philadelphia geçit törenini planlandığı şekilde yaptı, St Louis ise iptal etti. Bir ayın sonunda Philadelphia’da 10 bini aşkın insan ölmüş St Louis’de ise sadece 700 Kişi ispanyol gribinden dolayı hayatını kaybetmişti.

Gelelim İspanyol giribi pandemisinin nasıl bittiğine;

İspanyol gribi için herhangi bir aşı ya da ilaç bulunamamış virüs Dünya’nın 3 de 1 ine bulaşmış ve artık enfekte edebileceği hastalığa duyarlı insan kalmayınca da öldürücülüğünü yitirdiği düşünüyor Tıp Tarihi Merkezi Direktör Yardımcısı ve tıp tarihçisi J. Alexander Navarro tarafından.

Ancak, 1918 pandemisinin sonunu getiren sadece ona yakalanan insanların geliştirdiği bağışıklığın yaygınlaşması değildi. Sosyal mesafe de önemliydi. Virüsün yayılmasını önlemeye yönelik halk sağlığı tavsiyesi, ürkütücü bir şekilde bugünkü tavsiyeye benziyor: vatandaşlar maske takmayı, sık sık el yıkamayı, hastaların karantinaya alınarak izole edilmesini ve okulların, kamusal alanların ve gerekli olmayan işletmelerin kapatılmasını sağlayan kampanyalarla sağlıklı kalmaya teşvik edildi. Tüm adımlar virüs yayılımını kesmek üzere tasarlanmıştı.

Artık salgın bitti eski hayatınıza dönebilirsiniz gibi bir açıklama yapılmamış hatta salgının bittiğine dair bile herhangi bir söylem söz konusu değil fakat salgın azaldıkça toplum eski alışkanlıklarına geri dönüp pandemi öncesindeki yaşamlarına hızla adapte olmuştu. Umalım ki Covid-19 pandemisinden de daha fazla can kaybı vermeden bir an önce gelişmiz sağlık hizmetleri sayesinde hızla kurtulup eski alışkanlıklarımıza geri dönebilirim.

Yazımı beğendiyseniz ve bu tarz yazıların devamının gelmesini istiyorsanız sayfamı E-posta aracalığıyla takip edebilirsiniz.


21 Aralık 2020 Pazartesi

En İlginç 10 Yılbaşı Geleneği!!

 


Her alanda yeni bir başlangıç ve yeni fırsatlar anlamına gelen yeni yıl dünyada değişik gelenekler ve etkinliklerle kutlanıyor. Bu geleneklerin en büyük ortak amacı yeni yılın sağlık, mutluluk ve para getirmesi.

Bu yazımda size on farklı ülkenin ilginç yılbaşı geleneklerini anlatacağım.

Number 10.

Çinliler kutlamalara başlamadan önce geride bıraktıkları yılın kötü enerjisinden kurtulmak için önce evlerini iyice temizliyor. Ayrıca yılın ilk günü evlerine mutluluk ve şans kolayca girsin diye evlerinin ön kapılarını kırmızıya boyuyorlar. En ilginç olanıysa evdeki tüm bıçaklar saklanıyor çünkü yılbaşında evde biri kendini keserse tüm yılın kötü şans getireceğine inanıyorlar.

Number 9.

Yılbaşından bir gün önce Yunanlar yeniden doğuşu simgelemek adına kapılarına soğan asıyorlar. Ertesi sabah aile büyükleri çocuklarını kapıya astıkları bu soğanla vurarak uyandırıyor böylece çocuklar ve aile arasındaki bağın daha kuvvetli olacağına inanılıyor. Ayrıca yılbaşı gecesi kapı eşiğinde nar kırmak yeni yılın bolluk ve bereket içerisinde geçirilmesi için uyguladıkları bir gelenek hatta bu geleneği bizde uyguluyoruz.

Number 8.

Finliler yeni yılın nasıl geçeceğini anlamak için bizim kurşun dökme olayımıza çok benzeyen bir gelenek uyguluyor. Yılbaşı gecesi kızgın bir ateşte kurşunu eritip soğuk suda dondurarak yeni yılın nasıl geçeceğini kurşunun şeklinden anlamaya çalışıyorlar.

Number 7.

İrlandalı bekar kadınlar ise yeni yılda hem bol şans hem de güzel bir aşk getirmesi için yastıklarının altına ökse otu koyuyor. Ayrıca yeni yıl sabahı eve giren ilk kişi uzun boylu esmer bir erkek ise bu yılın çok şanslı geçeceğine oldu da eve ilk giren kızıl saçlı bir kadınsa bu yılın büyük felaketler getireceğine işarettir İrlandalılar için.

Number 6.

Italy, Latium, Roma district, Rome, Colosseum, Crowd

Yılbaşı gecesi kırmızı iç çamaşırı giyme modasını başlatan İtalyanlardır. Yeni yılda kırmızı iç çamaşırı giyen kişi güzel bir aşk, sağlık dolu bir beden ve bol paralı bir cüzdan bulacaktır inanışlarına göre. Bu ilginç rituel gerçek midir değil midir bilinmez fakat iç çamaşırı üreticilerinin yüzünü güldürüyor.

Number 5.

Rus inanışına göreyse yeni yıl dilekleri bir kağıda yazılıp ateşe verilir ardından güzel bir alkollü kokteylin içine atılan dileğin külleri içilerek, dileklerin gerçekleşmesi garanti hala geliyor. Gelenekleri sadece bununla bitmez yeni yıla çok önem veren Ruslar Yeni yıldan önce tüm borçlarını ödeyip, en güzel kıyafetleri ve en sevdikleri yemekleri hazırlayıp yeni yılı bu şekilde karşılamanın uğuruna inanırlar.

Number 4.

Holladalıların geleneklerinden en önemlisi güzel bir yeni yıl ağacı alıp bunu en güzel süslerle süslemek fakat bununla bitmiyor en güzel şekilde hazırlanan bu ağaç yakılıyor çünkü geçen yılın tüm kötülüklerinden bu şekilde kurtulduklarına inanan Holladalılar ayrıca yeni yıl kutlamalarında yüzlerce havai fişek kullanıyor. Yüzlerce havai fişek kullanılması kötülükleri kovduğuna inanmalarından kaynaklanmaktadır.

Number 3.

Belarus geleneğindeyse bekar kadınlar toplanıp önlerinde mısır tanelerinden bir yığın oluşturmakta daha sonra ortama salınan horoz önce hangi bekar kadının önündeki mısırı bitirirse bu kadının yeni yılda artık bekar olmayacağına inanılıyor.

Number 2.

Eğer yeni yıla Kolombiya’da girecekseniz etrafta valizle dolaşan insanları görünce şaşırmayın. En önemli yeni yıl geleneklerinden biri olan valizle dolaşmak yeni yılda bol bol seyahat yapmak isteyen Kolambiyalılar için önemli bir gelenek. Dolu valizle yapılan bu gelenek de boş valiz taşırsanız seyahatinizde valizin kaybolacağına inanılmakta.

Number 1.

Metropolitan Cathedral in Mexico City. Mexico City, Mexico.

En ilginç ve en uğraştırıcı bulduğum gelenek ise Meksika’nın. Her yeni yıl evlerini bambaşka bir renge boyayan meksikalılar boyadıkları renkle yeni yıldan beklentilerini sıralıyor. Kırmızı renk aşk, sarı renk iş, yeşil renk para arayanların evlerinin rengi olmakta.

Bu tarz yazılarımı beğenerek okuyorsanız sayfamı e–posta aracılığıyla takip edebilirsiniz.

20 Aralık 2020 Pazar

Başınıza Gelmesini İstemeyeceğiniz On Doğal Afet!!

 


Doğal afetler dünyayı ve insan hayatını doğrudan tehdit eden tamamen doğal sebeplerle ortaya çıkmış faaliyetlere verilen genel isimdir. Ayrıca ihmal, dikkatsizlik ve çevre kirliliği de doğal afet oluşmasında kilit önem taşımaktadır.

Bu bölümde size başınıza gelmesini asla istemeyeceğiniz tarihte farklı yerlerde gerçekleşmiş on doğal afeti anlatacağım.

Number 10.

İlk olarak 1815 yılında Endonezya’nın Sumbawa Adasında meydana gelen Tambora Volkan patlammasından bahsetmek istiyorum. Tarihin bilinen en büyük patlaması olarak görülen bu olayın etkileri felaketle sonuçlanmıştır. Tam 12,000 kişinin hayatını kaybetmiş bu olay sonrasında oluşan kül serpintisi sonucundaysa tarımın bitmesi sebebiyle 90,000’den fazla insan hayatını kaybetmiştir. Patlama sonucunda o sene Kuzey Yarım Kürede yaz yaşanmamış bu sebeple tarım faaliyetleri tamamen durmuştur.

Photo by Trace Hudson on Pexels.com

Number 9.

Diğer korkutucu doğal afet ise Nargis kasırgası, Myanmar’da 2008 de meydana gelen bu kasırga sonrası uydudan kaydedilen fotoğraflarda ülke haritasının değiştiği gözlenmiştir. Ölü sayısı 80.000 civarındayken kayıplar 56.000’i aşmıştır. Kasırga şimdiye kadar ki en büyük sekizinci kasırga olarak tarihe geçmiştir. Kasırga sonrasında diğer ülke yardımları politik sebeplerden dolayı ülkeye çok geç ulaştığından kasırganın yaralarını sarmak yılları almıştır.

Photo by Suparerg Suksai on Pexels.com

Number 8.

Şili depremi’nin 1960 yılında merkez üssü Valdivia şehridir, bu deprem de depremin şiddeti 9.5 büyüklüğüne ulaşmış ve deprem tam on dakika sürmüş ayrıca Büyük Okyanus’da yayılan tsunamiye sebep olmuştur. Dalgaların boyu 25 metreye ulaşan bu tsunami 10.000 km uzaklıktaki Hawaii ve Güney Afrika sahillerini bile tahrip etmiştir. Bu deprem sonrasında tahminen 6000 kişinin öldüğü varsayılmaktadır. Öyle ki bu deprem sonrasında Los Angeles’daki binaların %70’i hasar görmüştür. Bu depremin şiddeti bin atom bombasına eşdeğerdir.

Number 7.

1920 yılında yılında meydana gelen 8.5 şiddetindeki depren sonrasında Çin’in Kansu şehrinde çok büyük bir toprak kayması gerçekleşti ve halk ne olduğunu bile anlamadan tonlarca toprak yığınının altında feci şekilde can verdi. 200.000 kişinin can verdiği bu olay sonrasında binlerce insanın da kayıp ilanı verilmiştir. Tarihin en büyük toprak kayması felaketi 8 Ağustos 2010 tarihinde tekrar gerçekleşmiş yaklaşık 1500 kişinin ölümüyle sonuçlanmıştır.

Number 6.

1902 yılında Batı Hint Adaları Pelee’de meydana gelen yanardağ patlaması 25 Nisan’da başlayıp 8 Mayıs’da son bulmuştur. 40.000 den fazla insanın ölümüyle sonuçlanan doğal afette St. Pierre kentinin tamamı yok olmuştur. Öyle ki şehirde yaşayan 25.000 kişiden sadece hücrede tutulan bir mahkum kurtulmuştur. Adanın çevresinde bulunan yüzlerce gemi ve binlerce insan ise kayıtlara kayıp olarak geçmiştir.

Photo by Brent Keane on Pexels.com

Number 5.

2004 yılında merkezi Endonezya’nın Sumatra adasında gerçekleşen depremse batma sebebiyle tsunami yaratmış ve boyu 30 metreye çıkan tsunami ondört ülkede toplam 230.000 kişinin ölümüne sebebiyet vermiştir. Hint Okyanusu depremi olarak geçen bu deprem tarihte en büyük ölümle sonuçlanan depremlerden biri olmuştur.

Photo by Jess Vide on Pexels.com

Number 4.

1970 yılında gerçekleşen Bhola Kasırgası toplamda 500.000 kişinin ölmesiyle tarihte bilinen en yıkıcı kasırga olmuştur. Pakistan ve Bangladeş’in büyük bir kısmını vuran kasırganın geçtiği yerlerdeki evlerin %80’i yok olmuştur. Tam 3.5 milyon kişi bu kasırgadan etkilenmiş kasırga 20.yy in en büyük doğal afeti olarak tarihe geçmiştir.

A view of damage to the Kekaha Sugar Company facility, Kauai, casused by Hurricane Iniki.

Number 3.

1972 yılında İran’da 4000 kişinin ölümüne sebebiyet veren bir kar fırtınası gerçekleşmiştir. Öyle büyük bir fırtınadır ki tam 200 köyü haritadan silmiştir. 3 Şubat’da başlayan bu hava olayı tam 9 Şubat’ta bitmiş ve bittiğinde kar kalınlığı hala 8 metreyi bülmaktaydı. Bilinen en ölümcül tipi olarak tarihe geçmiştir.

Number 2.

Amerika halkının 1988 yılında yaşadığı kuraklık tam 1 yıl sürmüştür. Bilinen en kötü sıcak hava fırtınalarına sebebiyet veren bu kuraklık oluşturduğu ısı dalgalarıyla 10.000’den fazla insanı öldürmüş binlerce dönüm araziyiyse kurutmuştur. Bu kuraklık dalgası tam 80 milyar dolarlık hasar yaratarak Amerika tarihinde yaşanan en büyük doğal afet olarak tarihe geçmiştir.

Photo by Trace Hudson on Pexels.com

Number 1.

2011 yılında Japonya’nın doğusunda meydana gelen bu deprem 9 büyüklüğüne ulaşmış ve boyu 40 metreye ulaşan tsunamilere sebebiyet vermiştir. Deprem sonrasında oluşan tsunami 18.000 kişinin can vermesine sebep olmuştur. Burada yaşan 452.000 kişiyse ancak sığınaklarda saklanarak kurtulmuştur bu doğal afetten. Depremden sonraysa Fukuşima Nükleer Santrali’nde sızıntı meydan gelmiş ve daha büyük sorunlara sebebiyet vermiştir. Öyle büyük bir deprem ki bu deprem dünyanın ekseni etrafında 4 cm kaydırarak yörüngesini değiştirmiştir. 20 çok büyük devlet makamı ve milyonlarca binayı yerle bir eden bu depremin faturasını Dünya Bankası tam 235 milyar dolar olarak açıklamıştır.

Eğer bu tarz yazıları daha fazla görmek istiyorsanız sayfamı e-posta’nız aracılığıyla takip edebilirsiniz.

Video'ya buradan ulaşabilirsiniz https://youtu.be/wQot0lUpWxQ

19 Aralık 2020 Cumartesi

Ezidiler Hakkında 10 İlginç Bilgi!!!

 

Ezidiler toplumun büyük çoğunluğu tarafından Yezidiler olarak bilinmekte olan ortadoğunun en eski dini inanışlarından birine sahip olan ırkıdır. Irak Şam İslam Devleti (IŞID) tarafından uğradıkları eziyetlerle son dönemde tekrar dikkatleri üzerlerine çekmişlerdir. Ezidiler tarihte Asurluların bir parçası olarak Irak’ın Ninova bölgesinde yaşamaktadırlar. Ezidilerin bir kısmı Kürt kimliğini benimsemiş olsa da Ermenistan’da yaşayan Ezidiler kendilerini kürtlerden ayrı tutmaktadırlar. Ermenistan, Gürcistan, Suriye ve Türkiye gibi ülkelerde yaşayan Ezidilerin büyük bir çoğunluğu günümüzde Almanya ve İsveç’te yaşamaktadırlar.

1970’li yıllarda Urfa’da sayıları 80,000’i bulan Ezidiler, Avrupa’ya yoğun göç sonucu ülkemizde sayıları 2007 yılı verileriyle 377’ye kadar gerilemiştir.

Bu inanışa biraz değinip size Ezidiler’le ilgili 10 ilginç bilgiyi vermeye başlayacağım.

Bu inanışta çok fazla bilgiye sahip değiliz çünkü misyonerlik yani dinlerini yayma gibi bir amaçları olmadığı için toplumumuzda bir ‘sır’ dini olarak bilinmektedir.

İnanışa göre bütün herşeyi yaratan tek bir tanrı var. Ezidi inanışda tanrı sadece yaratıcıdır fakat sürdürücü değildir. Tanrısal iradenin vücut bulmuş hali Melek Tavus’tur. Melek Tavus bir tavus kuşu olarak simgelenir ve doğal olarak da inanışlarında tavus kuşu dini bir simgedir. Melek Tavus Tanrı’nın buyruğunu yerine getirmeyip insanlara secde etmeyip, ben sadece Tanrı’ya secde ederim diye söylediğinden Tanrı tarafından buyruğu yerine getirilmediği için cezalandırılmıştır. Gururlu bir melek olduğu için 40,000 yıl yanmış ve sonunda döktüğü gözyaşları bu ateşi söndürmüştür. Artık tanrıyla barışmıştır fakat diğer inanışlara göre Tanrı’nın buyruğunu yerine getirmediği için Melek Tavus bir şeytandır ve Ezidiler’de şeytana tapmaktadır. Günümüzde sözlü olarak birbirlerine aktararak kuralları ilettikleri için herhangi bir basılı yayınları bulunmamaktadır.

Şimdi size bu dinle ilgili 10 ilginç bilgiyi paylaşacağım.

Number 10.

Bu dinin kurucusu bilinmiyor ve bu dinde peygamberlik sistemi yok. Ayrıcı ahiret inancı da yok, kişi iyilik ya da kötülüğü ölçüsünde cenneti de cehenne mi de bu dünyada yaşayacaktır inanışa göre.

Number 9.

Ezidiler ‘Yezidi’ denmesini sevmiyor çünkü Hz. Muhammed’in torunu Hz Hüseyin’in şehit edilmesi emrini veren Emevi Sultanı Yezid’le ilişkilendirmelerine karşı çıkıyor. Zaten tüm düşmanlıkların sebebi de buradan çıkıyor. Aslında isim benzerliği dışında başka bir ortak noktaları yok.

Number 8.

Diğer dinler gibi ibadethaneleri bulunmuyor. Hac vasifelerini yerine getirmek için Irak’da bulunan Laleş vadisine geliyorlar fakat onun dışında diğer büyük dinlerdeki gibi ibadethaneleri bulunmuyır.

Number 7.

Sünnet edilmektedir Ezidi erkekleri fakat bizden farklı olarak şöyle bir durum sözkonusu. Eğer kişi yaşarken sünnet edilmemişse öldükten sonra sünnet edilmek zorundadır.

Number 6.

Kendilerini diğer insanlardan üstün olarak gördükleri için sonradan Ezidi olamazsanız ve bir Ezidiyle evlenebilmeniz mümkün değildir. Basına yansımış bir olayı örnek vereyim 2007 yılında bir müslümanla evlenen Ezidi kızı Dua aile tarafından öldürülmüştür.

Number 5.

Kadınların saçlarını kesmesi yasaktır. Ezidilikte saç; güzelliği, çekiciliği hatta kutsallığı temsil eder. Hatta kocası ölen ezidiler kocasının mezarına kendi saçını kesip gömer bu şu anlama gelmektedir ‘yaşamımda bundan büyük acı görmedim seninle kadınlığı, güzelliğimi tüm çekiciliğimi toprağa gömüyorum.’.

Number 4.

Bal kabağı, ceylan eti ve marul yenilmez. hatta marul olan eve girilmediği gibi maruldan korkan Ezidiler marulun yetiştiği yerin önünden bile geçmez. Uzun araştırmalar sonunda marul korkusuyla alakalı çok az bilgi bulabildim maruldan korkmalarının sebebi marulun arapça söylenişinin Ezidi bir alimin adı olmasından dolayıymış.

Number 3.

Evliliğe son verilmesi için taraflardan birinin aldatması gerekir onun dışında çok kutsal olarak gördükleri evlilik kurumunda boşanma yok. Ayrıca kast sistemine mensup Ezidiler farklı sınıftan biriyle evlenemezler. İnanışlarında Nisan ayında evlilik yapmak da yasak.

Number 2.

Boyunlarına beyaz bir ip takarlar ve bunun sebebi mahşer kalabalığında Melek Tavus’un diğer insanlardan Ezidileri ip tarafından tanıayacak.

Number 1.

Eğer ezidi birinin etrafına bir çember çizgi çekerseniz Ezidi kişi asla bu çemberin içinden çıkamayacaktır. Böyle bir yasak mevcuttur inanışlarında. Çemberden çıkabilmesi için çemberi çizen kişinin ufak da olsa bir aralık silmesiyle mümkündür. Bu inancın sebebi Şeyh Adi’nin ‘benim takipçilerim dinimin çemberinden çıkmasın’ sözünden dolayıdır.

Eğer okuduğunuz bu yazımı beğendiyseniz ve bu tarz yazılarımı okumak isterseniz sayfama e-postanızla ya da blogger hesabınızla abone olabilirsiniz

Deniz Acısu


16 Aralık 2020 Çarşamba

Xiomi’nin Tartısını Aldım!!

 


Spor salonlarında hastahanelerde yapılan vücut analizi benim aşırı hoşuma giden bir durum. Eğer ki metobalizma yaşım bir kaç yaş küçük çıkmışsa keyfime diyecek yok.

Evde zaten halihazırda kullandığımız bir tartı olmasına rağmen arkadaşımda gördüğüm bu tartı benm aşırı hoşuma gitti.

Xiomi mi smart scale 2 adındaki bu tartı aslında daha önceki tartının yeni versiyonu ve vücut analizi de yapabiliyor. Önceki versiyonu sadece tartı işlevini gerçekleştiriyormuş.

Ben de bir heves almaya karar verdim. Önce internette uzun uzun araştırdıktan sonra yapılan yorumlar beni kararsız bıraktı açıkçası. Kimi satıcılardan memnun kalmamış, kimine eski versiyonu gitmiş vs. 100 TL fazla olsun kafam rahat olsun diye mağazasından gidip aldım. İnternetten alınan ürünlerden sevmediklerimi iade etmeye aşırı üşendiğim için internet alışverişinde artık daha dikkatli davranıyorum.

Hemen eve getirip telefonuma kurunca ilk çok sevdim, vücut yağ analizi yapması aşırı hoşuma gitti fakat diyet ve spor yapmama rağmen yağ oranını asla doğru ölçmediğini farkettim. Ayrıca otomatik bir yazılım olarak mı bu hatayı veriyor bilmiyorum fakat devamlı yetersiz su uyarısı veriyor. Su içmeye yönlendirmek için yapılan güzel bir uyarı olabilir belki ama ben zaten günde neredeyse 4 lt su içen birisiyim, nasıl yetersiz su içmiş olabilirim cancağzım.

Tartıyı kullanmaya başladıktan bir ay sonra size sadece şunu söylebilirim ki tek güzel yanı telefonla senkronize olup kiloyu kayıt etmesi. Yani üç gün önce kaç kiloydum diye düşünmeye gerek yok bakıp görebiliyorsunuz. Bunun için ikinci bir tartı almaya gerek var mıydı bence hayır.

Eğer sadece tartı işlevi için almak istiyorsanız alabilirsiniz çünkü tasarımı güzel ve şık duruyor fakat fiyat performans açısından on üzerinden sadece dört verebilirim. İki puan tasarımı iki puan da telefona senkronize olabilmesinden ötürü.

Deniz Acısu